Denizli’de Dil Öğrenimi Yeniden Başlıyor: Benim Hayalim, Sizin Yolculuğunuz
Merhaba, Ben Şeyda Kurtaran Gürcanoğlu. Öğretmenim, öğrenciyim ve dürüst olmak gerekirse, biraz da hayalperest biriyim. Çocukken İngilizce öğrenmeye yolculuğumda yaşadığım zorlukları hâlâ hatırlıyorum. O devasa gramer kitapları, bir türlü konuşmaya dönüşmeyen kurallar ve sürekli kendimi sorguladığım anlar… Eğer zaman makinesi olsaydı, o günlerdeki kendime şunu söylerdim: "Dil öğrenmek böyle olmak zorunda değil!”
Bugün, Turkish American Council Denizli Dil Okulu’nun kurucu müdürü olarak size bunu söylemek için buradayım: Dil öğrenmek sıkıcı, stresli ya da yalnız bir yolculuk olmak zorunda değil.
Neden Bu Okulu Kurduk? Çünkü Sistem Yanlıştı!
Öğretmenlik yaptığım dönemlerde karşılaştığım bir öğrenci, İngilizce öğrenmekte zorlandığı için hayalini kurduğu değişim programına katılamamıştı. Bana çaresizce şunları söyledi: “Hocam, sınavlardan hep yüksek not alıyorum ama mülakatta tek kelime bile konuşamadım. Hayatımın fırsatını kaçırdım.” Bu sözler beni derinden etkiledi. Çünkü bu, sadece onun hikayesi değil, dil öğrenmenin gerçek hayatta karşılık bulmadığı bir sistemin hikayesiydi. İşte o an, bir şeylerin değişmesi gerektiğini net şekilde anladım. Dil öğrenmek, sadece puan hedefli olmamalıydı. Dil, global bir kapıyı açabilecek anahtar olduğunda anlamlıydı.
Bu sözleri başka başka öğrencilerden duymak, bana tek bir şey söyledi: Sorun sizde değil, sistemde!
İşte bu yüzden bu okulu kurduk: Dil öğrenimini baştan yazmak için.
Bu Okulda Neler Oluyor? Hazır Olun, Ezber Bozuluyor!
Bu okulda sizi kimse sıralara oturtup kitap başında testlere mecbur bırakmaz. Hayatın içindeyiz, hareketliyiz, eğleniyoruz. Çünkü dil, yaşayarak öğrenilir.
-
Çocuklar Twister oynarken İngilizce renkleri öğreniyor.
-
Yetişkinler kahve içerken İngilizce şakalar yapıyor.
-
Lise öğrencileri bir partide sosyalleşirken İngilizce pratik yapıyor.
Burada hata yapmak bir lüks değil, bir zorunluluk! Çünkü biliyoruz ki hata olmadan öğrenme olmaz. Yanlış yaptığınızda size gülen, sizi yanlışa vurgu yaparak düzelten öğretmenler yok; sizi destekleyen, yanlışınızı kabul edip doğruyu yaşatarak size onu fark ettiren, birlikte öğrenen birlikte büyüyen bir ekip var.
Gramer Ezberlemek Yok! Yaşayarak Öğrenmek Var!
Şunu bir düşünün: Türkçe öğrenirken fiil tablosu ezberlemiş miydiniz? Tabii ki hayır! Bizim okulumuzda da böyle. Gramer arka planda işlerken, siz farkında bile olmadan konuşmaya başlarsınız. Bir gün sınıfta İngilizce bir proje yaparken, ertesi gün gerçek hayatta İngilizceyi kullanmanın heyecanını yaşarsınız. Bizimle İngilizce öğrenmek, aslında dünyayı keşfetmenin bir başka yoludur.
Denizli'den Global Vatandaşlığa Giden Bu Yolda Geleceği İnşa Ediyoruz
Bir dil öğrenmek, yalnızca iletişim becerisi kazanmak değil, aynı zamanda dünyayı anlamak ve anlamlandırmak için bir pencere açmaktır. Bu okul, sadece İngilizce değil, öğrencilerimize farklı bir perspektif kazandırmayı hedefliyor. Öğrendiğimiz her yeni kelime, kurduğumuz her cümle, bizi hem birey olarak hem de topluluk olarak daha güçlü kılıyor.
İnandığım şey şu: Dil öğrenmek, kişisel bir başarıdan öte, geleceğin global vatandaşlarını yetiştirmek için bir adım. Denizli'den başlayıp dünyaya uzanan bu yolculukta, geleceği hep birlikte inşa ediyoruz.
Sizi Tanımaya Hazırız!
Eğer bu yazıyı okurken kendinizi bulduysanız, emin olun, biz sizi çoktan tanıdık. “Dil öğrenmek bana göre değil” diye düşünenler için kapılarımız açık. Çünkü burada dil öğrenmek, sadece bir beceri değil; bir yaşam biçimi haline gelir.
Bir kahve eşliğinde hayallerinizi konuşmaya, sizi bu yolculuğun bir parçası yapmaya davet ediyorum.
Hadi, Denizli’nin dil öğrenim hikayesini birlikte yazalım.
Sevgilerimle,
Şeyda Kurtaran Gürcanoğlu
Kurucu Müdür
Turkish American Council (TAC) Denizli Dil Okulu